14 Ekim 2007 Pazar

Allah’ı Aşk ile Sevmenin Önemi

Allah sevgisi bütün sevgilerin kaynağıdır. Sevgi yönelttiğimiz her şeyde sevgi hissini kalplere veren Yüce Rabbimiz'dir. Şefkat ve muhabbet hissettiğimiz ne varsa, özünde, Yüce Allah'ın üstün yaratma sanatının, sonsuz ilminin, benzersiz güzelliğinin, sınırsız aklının ve kudretinin tecellileri bulunmaktadır. Ailemiz, arkadaşlarımız, sevdiğimiz insanlar, hoşumuza giden tüm yiyecek ve içecekler, beğendiğimiz kıyafetler, hayatımızı kolaylaştıran tüm araç ve gereçler, bakmaya doyamadığımız güzel manzaralar, rengarenk çiçekler, minik bir bebek, küçük sevimli bir kuzu, parlayan yıldızlar, masmavi gökyüzü… Tüm kainat Yüce Allah'ın kullarına olan sevgisi, merhameti ve rahmetinin örnekleriyle doludur. Aklını ve vicdanını kullanarak düşünen her insan bütün bu güzellikleri ve nimetleri -sahip oldukları özellikleriyle beraber yaratıp- insanların faydasına sunanın Yüce Allah olduğunu anlar. Böylelikle çevresinde gördüğü her detayda, Rabbimiz'in biz kullarına olan sonsuz sevgisinin örneklerini görür. Tüm bunlar ise iman edenlerin kalplerinde coşkulu bir sevgi duymalarına ve Rabbimiz'e gönülden bir aşkla bağlanmalarına vesile olmaktadır.
Allah'ı Aşkla Sevmek
Allah'ı aşkla sevmek, Allah sevgisinin dünyadaki diğer tüm sevgilerin üstünde en şiddetli, en yoğun ve sürekli artan bir biçimde yaşanması, kalplerde hissedilmesidir. Allah'a kavuşmak için özlem duymak, O'nun Zatına ve yarattıklarına karşı güçlü bir sevgi beslemek ve bütün kainatı sevgi gözüyle kucaklamaktır. Saymaya güç yetiremeyeceğimiz nimetlerine karşı olan hayranlığımızın ve şükrümüzün bir sonucu olarak Yüce Alah'a coşkulu bir aşk ile kalpten bağlanmaktır. En çok O'na güvenmek, sadece O'nu yüceltmek, sadece O'nu hoşnut kılmaya çalışmak ve yalnız O'nu dost edinmektir.Kuran'da Hz. Musa'nın Yüce Allah'a olan sevgisi ve O'nu razı etme isteği şu şekilde bildirilmiştir: "Seni kavminden 'çarçabuk ayrılmaya iten' nedir ey Musa? Dedi ki: "Onlar arkamda izim üzerindedirler, hoşnut kalman için, Sana gelmekte acele ettim Rabbim." (Taha Suresi, 83-84)
Peygamberlerin Allah Sevgisi
Peygamberlerin ve salih müminlerin Allah'a derin bir sevgi bağı ile bağlandıkları, Kuran'da çeşitli ayetlerde şu şekilde haber verilmektedir: "Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah'a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi." (Nahl Suresi, 120) "İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)dan, İbrahim ve İsrail (Yakup)'in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah)'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar." (Meryem Suresi, 58) Bununla beraber Yüce Allah, pek çok peygamber ve salih müminin Kendi Katında yakınlığı bulunduğunu bildirmiştir. Bir ayette Allah'ın Hz. İbrahim'i Kendisi'ne dost edindiği şöyle haber verilmektedir: "İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in dinine uyandan daha güzel dinli kimdir? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir." (Nisa Suresi, 125) Kuran ahlakının en güzel temsilcileri olan peygamberlerin ahlakıyla ahlaklanarak Yüce Allah'ı onlar kadar çok sevebilmek iman edenler için mümkündür. Allah'ın iman etmiş tüm samimi kulları, Allah'a karşı böylesi içli bir sevgi duymayı Allah'tan dileyebilir ve hayatını bu amaca uygun bir biçimde düzenleyebilir. Gösterilecek çabanın temelinde ise samimi şekilde dua etmenin ve gönülden Allah'ı zikretmenin bulunması gerektiği unutulmamalıdır. Yüce Rabbimiz bir ayette "…Beni anın, Ben de sizi anayım…" (Bakara Suresi, 152) şeklinde buyurmaktadır.
En Güzel Örnek, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)
İman edenler için en güzel örnek sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'dir. Her Müslüman için, Kuran ayetleriyle birlikte, Peygamberimiz (sav)'in hayatı, sözleri ve nasihatleri en önemli rehberdir. Peygamber Efendimiz (sav)'in Allah'a daha da yakınlaşmak, O'nun sevgisini kazanmak için ettiği bir dua, Allah'a duyulan sevginin önemini anlamamız açısından bizlere güzel bir örnek oluşturmaktadır: Resulullah bir kere dua ederken şöyle buyurdu: "Ya Rabbi! Bana Kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini ve beni Senin sevgine yaklaştıracakların sevgisini ihsan eyle ve Kendi sevgini bana hararetten, susuzluktan yananların, soğuk suya kavuşmasını istemelerinden sevgili kıl. (İmam Gazali, Kimya-yı Saadet, s. 594 ((2) VI/253) ((5) VI/253)) Öte yandan diğer tüm peygamberler ve büyük İslam alimleri de müminlerin yol göstericisidir. Bu kıymetli insanların hepsinde dikkat çeken ortak özelliklerden biri ise Yüce Allah'a olan kuvvetli bağlılıkları ve sevgileridir. Bu sevginin en önemli göstergelerinden bazıları şunlardır: Allah'ı sürekli anmak, samimi bir dua, derin ve içli bir sevgi, saygı dolu bir korku, durmaksızın Allah'ın üzerlerindeki nimetini, lütuf ve ihsanını hatırlama, Rabbimiz'i tesbih edip yüceltme, her durumda O'na sığınarak yardımı O'ndan isteme, yalnızca O'nun rızasını arama, her zaman ve her durumda O'ndan razı olma, O'nu hoşnut kılmaya gayret etme…
Bağlılık, Sadakat ve Şükredicilik:
Yüce Allah'a olan gönülden bağlılıkları karşılığında, Rabbimiz de onlara rahmetinden lütuf ve ihsanlarda bulunmuş, onları bol fazlından hem dünyada nimetlendirmiş hem de ahirette Kendi Katında varılacak güzel bir yerleri olduğunu bildirmiştir. Ayetlerde şöyle haber verilmektedir: "Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah'a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi. O'nun nimetlerine şükrediciydi. (Allah) Onu seçti ve doğru yola iletti. Ve Biz ona dünyada bir güzellik verdik; şüphesiz o, ahirette de salih olanlardandır." (Nahl Suresi, 120-122) Şüphesiz ki Allah'ın kendisinden razı olduğu bir kul olabilmek tüm iman edenler için hayatlarının en önemli amacı ve benzeri olmayan en büyük mutluluktur. Bu sevinç, yaşanmış veya yaşanabilecek muhtemel hiçbir dünyevi sevinçle kıyaslanamayacak derecede muazzam ve coşkulu bir sevinç olacaktır.
Allah Sevgisi, Kişilik, Davranış ve Bakışlara Yansır:
Elçilerin bu önemli özelliklerini fark eden yalnızca beraberlerindeki müminler değildir. Tebliğ yaptıkları toplumların neredeyse bütün üyeleri onlardaki bu üstünlüğe şahit olmuş ve hayranlıklarını gizleyememişlerdir. Gerçekten de, Allah aşkını kalbinde yaşayan samimi bir mümindeki farklılık hemen hissedilir. Allah'a derin bir bağlılık hisseden ve Rabbimiz'e karşı saygı dolu korku duyan bir mümin, bakışlarındaki şuur, kişiliğindeki asaletle diğer insanlardan daha üstün bir ahlak ve tavır sergiler. Böyle bir insan, Allah'ın yarattığı tüm canlılara karşı da içli bir sevgi, şefkat ve merhametle yaklaşır. Rabbimiz'in üstün yaratma ilmini gösteren her bir örnek onu heyecanlandırır, her bir detay coşkusunun ve imanının artmasına vesile olur.
Allah'ı Çok Sevenler, Her Durumda Allah'a Yönelip Dönerler:
Allah'a derin bir sevgiyle bağlanan ve titizlikle korkup sakınan bir insan her işinde daima Allah'a yönelip döner ve kendisine yalnızca Rabbimiz'i vekil edinir. Kendisine ulaşan tüm yardımın ve iyiliğin ancak Allah'tan geldiğini bilir. Allah'tan başka hiçbir varlıktan medet ummaz. Tek dostu ve velisi Yüce Allah'tır. Allah, iman edenlerin gerçek dostunun ve yardımcısının ancak Kendisi olduğunu Kuran'da şöyle bildirmektedir: "... Bilmez misin ki Allah, gerçekten her şeye güç yetirendir. (Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur." (Bakara Suresi, 106-107)

Hiç yorum yok: